huzur arıyorsan işte sana fırsat - Dini Yazılar
 
Konularımız
Ana Sayfa
İletişim
Ziyaretçi defteri
Anket
Forum
Top liste
Galeri
İlahi Klip İzle
İslamiyet
40 Hadis
4 halife
Hanbeli Meshebi
Şafi Mezhebi
Henefi Mezhebi
Esma-ül Hüsna
Dini Yazılar
Tarikatlar
YASİN SURESİ
NAMAZIN ÖNEMİ
NAMAZ KILINIŞI RESİMLİ
KIYAMET GÜNÜ
Fitre, Kaza Ve Keffaret Nedir?
Ramazan Ayı
Bayram Namazı
BEYAZIT'I BESTAMİ HAZRETLERİNİN HAYATI
VEDA HUTBESİ
Muflis Kimdir?
Zulüm ve Cimrilik
Reklam ve Bannerim
   

Reklamlarınız için foruma yada GanGsta_Rap_Mm@hotmail adresine mail atabilirsiniz veya iletişimden bizlere ulaşabilirsiniz saygılarımızla iyi çalışmalar dileriz.
 
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar Rabbimizin hamdi ile tesbih edip O’na inanırlar ve iman edenlere af dilerler. | Mümin Suresi 7
Ey Daima Diri Ve Kainatı Ayakta Tutan Rabbim.
Ey Nuruyla Karanlıkları Yırtan,
Bütün İyilik Ve Güzelliklerin Sahibi,
Gözümüz Kör, Kulağımız Sağır,
Sen Merhametinden Mahrum Eyleme. Gönlümüz Kararmış, Kalbimiz Kirli,
Sen Nurundan Mahrum Eyleme.
Aklımız Dar, Bilgimiz Hiç,
Sen İlminden Mahrum Eyleme.
Sevgiden Yoksun Saygıdan Uzagız,
Sen Sevginden Mahrum Eyleme.
Nefsinin Esiri, Şehvetin Askeri Olmuşuz,
Sen Hidayetinden Mahrum Eyleme.
Ektiğimiz Tohumlar Zakkum Olmuş,
Sen Kudretinden Mahrum Eyleme.
Ey Bütün Eksiklerden Münezzeh Olan Yüce Rabbim.
Sen Bizleri Bütün Kötülüklerden,
Bütün Çirkin İşlerden,
Bütün Pisliklerden Arındır.
Sana Sığınırım Rabbim.
Doğruluğun Adı Sensin,
Adaletin Adı Sensin,
Gerçeğin Adı Sensin,
Sen Bir An Bile Zikrini Unutturma.
Merhamet Et, Acı Bize,
Sensin Mevla’mız.
Sensin Dostumuz,
Sensin Yardımcımız.
Ellerimiz Semaya,
Yüzümüz Sana Dönük,
Kalbimiz Perişan,
Sen Affından Mahrum Eyleme Bizi.
Hamd Olsun Sana,
Hamd Olsun Allah`ım
Hamd Olsun.
Evet değişiklikler güzeldir, insan hayatına yenilik ve çeşitlilikler katar. Hatta bazen ve veya bazı alanlarda mutlaka gereklidir de... Örneğin teknoloji ve bilimin sınırlarına henüz gelinmedi, bu alanda sürekli evrimleşilecek ve ilerlenecektir.

Bu da yepyeni nimetler ve yaşam tarzı sunacaktır insana.

Bunlar değişimin gerekli ve de faydalı olduğu taraflar. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var. Değişimi mutluluğa götürecek araç değil de amaç olarak gören, olumlu olumsuz demeden sırf değişiklik olsun diye değişim isteyen sağlıksız bir düşünce yapısı da hakim dünyada ne yazık ki..

Bunun bir benzeri noktaya "olumlu çeşitlilik ve olumsuz çeşitlilik" konusunda değinmiştim. Çeşitlilik ve farklılık ne kadar çok olursa o kadar iyi olur. Ama siz tutup, sakatlıkları, hastalıkları, ırkçı düşünceleri ve buna benzer çeşitli olumsuzlukları da sırf çeşitlilik olsun diye gerekli olarak görürseniz işte o zaman film kopar. Olumsuz çeşitliliğin fakirleştirici etkisini görmez ve onunla mücadele etmezseniz, bu zenginlik değil fakirlik olur demiştim.

Yine sırf değişim olsun diye olumsuz değişimi kabullenirseniz aynı hataya düşersiniz. Yani sağlıklı halinizden sıkılıp hasta olmayı veya sakatlanmayı arzularsanız bu dediğim sağlıksız ruh haline bürünmüşsünüz demektir. Ya da başıma biraz üzücü ve sıkıntılı olaylar gelsin artık diyorsanız, yine sırf değişim olsun diye değişiklik olsun diyen, değişime tapan gruba girmişsiniz demektir.

Hayat sonsuz denilebilecek olumlu değişimi yaratacak kombinasyonlara sahipken, olumsuz değişime yönelmek gerçekten trajediktir.

Bu olumlu kombinasyonlar sonsuz bir süreç içerisinde insanın hayatına sonsuz bir zenginlik katacak potansiyele sahiptir. Ama olumsuzları ise zenginlik değil fakirlik katar
Ruhçuluğa göre herşey sürekli gelişerek tanrılaşmak durumundadır. Bu yolculuğa tekamül-evrim adı veriliyor.

Hiçbirşey(canlılar, evren, yaşam boyutu vs. ) sabit kalmamalı, yerini başka bir forma bırakmalıdır bu hurafe inanca göre.

Yine batıl bir din olan ateizme de bu ruhçu inanç, aynı pagan kaynaktan geçmiştir.

Bunlara sıkça değindik. Şimdi sadece bu evrim inancının yasaklar-haramlar üretmedeki yerine bir gönderme daha yapmak istiyorum.

Ruhçu öğretinin bulaştığı hemen her oluşumda, tekamül için nimetlere sırt çevirme ve acı çekmenin gerekliliği kabulü vardır.

Ayrıca yine bu inanç, günah işlemenin de gerekli olduğu sapkın kabülünü aşılamaya çalışmıştır(ki amacı insanların ayaklarını her 2 dünyada da kaydırmaktır).

Bugün dünyada birçok insan, sırf tekamül inancından dolayı şiddeti-ızdırabı ve kaosu, hatta savaşları arzulamaktadır. Irkçılık ise zaten başlıca yıkıcı sonuçlarından biridir bu felsefenin...

Ayrıca toplumların geleneğinde yeşeren birçok yasağın da temelinde bu evrime inanmak yatmaktadır.

Sanattan, oyunlara-eğlenceye kadar birçok yasağın perde arkasındaki baş aktördür.

Evrim inancına göre asla sabit kalmamalı, sürekli değişmeli ve gelişmelisinizdir.

Eğer birşeyin sizi fiziksel veya bilgisel olarak geliştirdiğini ispatlayamazsanız, o şey günahlar listesine girmiş demektir.

Sadece sizi mutlu ediyorsa-haz veriyorsa, 2 açıdan yasaklar evrim inancı size bunu.

1- Sizi geliştirmediği ve değiştirmediği için boşa vakit kaybettiğinizi söyler.

2- Olgunlaştırıcı olan şey ızdıraplı olandır kabülünde olduğu için, bir de bu açıdan size mutluluk veren nimeti yasaklamaya kalkar.
Kuran`da israf haram kılınmaktadır. Bunu da Müslümanlar çok iyi bilir. Buraya kadar her şey çok iyi ama işin içine bir kelime katarak Kuran`da yasaklanmayan bir şey de çaktırmadan yasaklanmaya kalkılı pek çok kişi tarafından.

Bu da "lüks”tür. Kuran’da övülen Davut ve Süleyman peygamberlerin anlatıldığı örnek hayatlarında bolca kullandıklarını gördüğümüz lüks ve konforu, Kuran’ın hedeflediği bu güzellikleri sanki israfmış gibi göstermeye çalışılmıştır ve bunda da başarılı olunmuştur.

Hemen pek çok Müslümanın kafasına lüks=israf inancı yerleştirilmiştir ne yazık ki. Hâlbuki israfın lüks ile doğru değil ters orantısı vardır çoğu kez. Lüks ve kalitenin arttığı yerde, sağlamlık, kalıcılık artar ilk olarak. Örneğin çoğunlukla kaliteli ve pahalı eşyalar çok daha dayanıklı olur ve uzun vadede ucuz eşyalardan daha ucuza gelir. Çünkü o lüks malzeme veya eşyadan bir tane tüketinceye kadar, adisinden 2–3 tane tüketirsiniz çoğu kez(kaliteli ve pahalı ayakkabılarla ucuzlarını düşünün). Bu yüzden bir Çin atasözü " ben ucuz mal satın alacak kadar zengin değilim" der.

Ucuz ve kalitesiz malın zararı her zaman mal kaybıyla da sonuçlanmaz. Bu mallar insan sağlığı ve veya hayatına da mal olabilir. Kalite ve lüksün arttığı yerlerde ise güven daha fazladır.

Bunun yanı sıra lüks olan şeyler, daha az tüketime başka yönlerden de vesile olurlar. Örneğin halka açık bir tuvalette son teknolojinin kullanıldığını düşünelim. Her şey otomatik, elinizi musluğun ağzına uzattığınızda su otomatik olarak akıyor, elinizi çektiğinizde yine lazer sistemi sayesinde otomatik olarak suyun akışı kesiliyor. Bu su israfını engellediği gibi, elinizi değmediğiniz için hijyen de sağlanıyor ve oradan mikrop kapma ihtimaliniz azalıyor. Aynı şekilde sabunluktan sıvı sabun da otomatik olarak elinize dökülüyor, yine el değmeden ellerinizi makinede kurutuyorsunuz... Bütün bunlar israfı ve hastalığı engelliyor.


Ama bu konfor ve lüksün olmadığı bir tuvalette ise hem israf hem hastalıklı ortam artıyor. Özellikle buradan sarılık virüsü olan hepatit b kapma ihtimaliniz söz konusu...

Kuran`da lüks ve konfor kesinlikle israf veya haram olarak gösterilmez, tersine bir güzellik olarak görülür ve hedeflenir. Dediğim gibi peygamberlerin Kuran`daki hayatlarında bunun örneklerini görebiliriz(saraylar, köşkler, heykeller, sanat eserleri, bilimsel ve teknolojik yenilikleri teşvik etmek, her iş ve hizmette iyiyi, kaliteyi, sağlamlığı ve kolaylığı hedeflemek, hayatı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek... ).

İnsan ihtiyacı bir tek yaşamı devam ettirecek şeylerden ibaret değildir. Yeme içme, barınma ve cinsel ihtiyaçlarının yanı sıra, sanat, bilim ve vb. ihtiyaçları da vardır. Bu da Allah`ın kullarında görmek istediği lüksü ve zenginliği doğurmaktadır.
Bizim getirdiğimiz Salat açılımı asla kafa karıştırmak için değildir veya biri yada birilerine destek olmak taraf olmak için de değildir,

Biz eğer varsa ki(görünen durumda bu var)iki da ``Ortak Kelime``de yani SALATın artık zihinlerde yerine oturmasının zamanının gelmiş olduğunu söylemektir ve Amaç bir fikirde birlikteliği sağlamakta değildir..

amaç bir GERÇEK/DOĞRU etrafında toplanılmasını sağlamaktır..


Cephenin biri şekilseli savunurken, mutlak salatı dışlar
Diğer cephe ise Mutlak salatı kısmen anlayarak, Şekilseli red eder..

oysa bu 3, cephe ne eder? beraberce bakalım..


3, cephenin fikri;

Allahın insanlar için ``Mutlak Salat sünnetullahı`` vardır..
Bizden istenen bu Mutlak salata; içten gelerek/isteyerek teslim olmamızdır.. Mutlak salat Müminlerin hayatlarının her anıdır..
oysa Mutlak salat;
Allahın bu salatını kabul etmeyenlerin/heva heves ardına düşenlerin hayatlarında olmayan hayatlarını kuşatmayan bir salattır..

Esas anlam vermek gerekirse, Erdemli Yaşam` formuna Allahın insanlara önerdiği/emrettiği Mutlak salat diyebiliriz..

Ve mutlak salat üzerine yaşayanlar günün her anında bu idrakla hareket ederler.. kazançlarından verirken Allah için isteyerek ve cahile sabr ederken Allah için sabrederek mutlak salatın gereğini/yaşam biçiminin nidüğünün bilincinde yaşarlar ve sabah akşam gece yönelişlerini farz olması sebebiyle idrak ve saygı bilincinde yaparlar..

evet bu 3. cephe,
Salatı mutlak salat diyerek çerçevesini geniş tuttu.. zamanlardan bir zamana hapsetmedi ve tarz/yöntemide ekleyerek bir yaşam biçimi olduğunun idrakı içinde isteyerek boyun eğdi..

3. cephenin adamları vakitli anmalarda/yönelişlerde bir şekil şart aramadı.. çünkü kuranda emir basit.. salat et.. muhataplar inek kes emrini aldı ve hemen uyguladı.. ne renk sordu nede ırk.. sadece ilk bulduğunu anlaşma/ücret adalet adına keserek emri yerine getirdi..

Salat emrini Mutlak salat kabul eden bu 3. cephenin adamları vakitli yöneliş/anmalarda bir şekil aramadı demiştik.. bir kalıba da hapsetmedi.. dedi ki;

ister kıyam ruku secde ederek bu farz anmayı yerine getir istersen gel yere otur başını semaya kaldır ve dua et hamdet veya gel diz çök, öyleyece dilediğince Rabbi hamd et dua et veya oturmak istemedin mi.. o zaman ayakta dilediğince dua et Rabden yardım talep et veya yoruldun mu? o zaman istersen yere çömel ve yine dua et/hamdet/yakar.. veya vakit geldiğinde istiyorsan eğer hemen ruku yap eğil ve dualar et/yakar.. belin mi ağrıdı. bitir ve çık..

Kalabalıkların arasında vakit seni yakaladı mı? o zaman fitne çıkarma onlar öyle anıyorsa sende öyle an, yok öyle yapmak istemiyorsan ayrıl onlardan ve isteğin şekilde otur ve duaya/anmaya başla.. ne zamana kadar?
kalabalıklar din adına birbirlerini ötekileştirmeyene kadar? bunun için ne gerek?
Mutlak salatın ne olduğunu insanlara anlatıp/öğretip birleşmelerini ve artık birbirlerini ötelemez hale gelinceye kadar... yani doğrunun etrafında öbekleninceye kadar...

Ve esas nokta şu ki,
Allahın inananlar için, Mutlak salat sünnetullahının ilanı yine buradaki iki cephenin soruşturmasıyla açığa çıkmış ve artık bunun farkındalığı bizleri çepeçevre kuşatmıştır..
Kurandaki salat namaz mıdır?

Önce salatın ne olduğuna bakalım.. kuranda birçok yerde geçen salat,

Allahın biz insanoğluna önerdiği yaşam
ve inanç biçimine, gönülden razı olup bu biçimi kabul halinde yaşamanın adıdır. Destek olmak, kollamak ve yardımcı olmak anlamlarıyla da geçmektedir ve hatta bana göre bir anlamı da fikir alışverişiyle ortak karar almanın adıdır. (vasiyet ve şahitlerin seçimi konusundaki ayetler)

Dinin öğretimi verilen mücadelede bu kavram içinde yer alır.. elbet bunun yanında sabah ve akşam diyerek huzurda durmayı da ifade etmektedir..

ve ayrıca;
Allahın ailene salatı emret ve sen de ona devam et dediği salat, genel salattır, burada anılanın ritüel olmadığı açıktır..

yani aslında yaşamak genel anlamda salatın karşılığıdır.. ancak yaşanan salatların, Allahın önerdiği erdemli yaşamla yani mutlak salatla uyumluluk sorunu vardır..

Allah zaten kuranda kendi önerdiği salata uymayanların da bir salata uyduklarını lakin bu uyulanın, Allahın önermediği salat olduğunu anlatılmıştır..

Genel anlamda salat bu iken, sabah akşam anma farzı da salatın şubesi sayılmaktadır..

Ancak insanlar şöyle veya böyle ama esas itibarıyla geleneğin de etkisinde kalarak, geleneğin her salat gördüğü yere namaz ifadesini yapıştırmalarını takiben, dinin özünü ritüel sanmışlar, sanmayanlar ise başka hatalı bir kapı açmışlardır..

dinin özü ritüeldir inancını bilinç altlarından atamayanlar,
dinde namaz ritüeli yoktur diyenlere karşı mücadele vermişler ve aynı şekilde, dinde namaz ritüeli yoktur diyenler de,
en kolay olarak ``kuranda namazın kılınışı anlatılmaz demişlerdir lakin sabah akşam anmalarının nasıllığı hakkında da net bir kanıya ulaşmış değillerdir...

Aslında,

Kuranda namaz ritüelinin bir düzenlemesi yoktur,
ancak anlaşılan ise görüngü manasında secde veya ruku halinde şekli bir duruşun olabileceği fakat uku halinde zekat verin örneğiyle bunun soyut, mihraptan çıkıp halkına tespih edin işareti bölümüyle de şekli bir yöneliş olabileceği düşünülebilinir..

Mutlak salatın içinde misal olarak %95 oranında Allahın erdemli yaşamaya teşviki ve misal % 5 oranındaysa bugün anladığımız manada şekilsel bir yönelişin varlığından söz edebiliriz..

Fakat islamın direğini namaz ritüeli olarak avama belleten zihniyet ne yazık ki geçmişin ve geleneğin etkisinde kalan toplumun mutlak salatı anlamada önüne adeta bir set olmuşlardır..

Zaten cehennemin kapısına gelenlere neden burdasınız diye soran bekçilerin aldığı cevap önemlidir...
Kurandaki salat namaz mıdır?

Önce salatın ne olduğuna bakalım.. kuranda birçok yerde geçen salat,

Allahın biz insanoğluna önerdiği yaşam
ve inanç biçimine, gönülden razı olup olup bu biçimi kabul halinde yaşamanın adıdır. Destek olmak, kollamak ve yardımcı olmak anlamlarıyla da geçmektedir ve hatta bana göre bir anlamı da fikir alışverişiyle ortak karar almanın adıdır. (vasiyet ve şahitlerin seçimi konusundaki ayetler)

Dinin öğretimi verilen mücadelede bu kavram içinde yer alır.. elbet bunun yanında sabah ve akşam diyerek huzurda durmayı da ifade etmektedir..

ve ayrıca;
Allahın ailene salatı emret ve sen de ona devam et dediği salat, genel salattır, burada anılanın ritüel olmadığı açıktır..

yani aslında yaşamak genel anlamda salatın karşılığıdır.. ancak yaşanan salatların, Allahın önerdiği erdemli yaşamla yani mutlak salatla uyumluluk sorunu vardır..

Allah zaten kuranda kendi önerdiği salata uymayanlarında bir salata uyduklarını lakin bu uyulanın, Allahın önermediği salat olduğunu anlatılmıştır..

Genel anlamda salat bu iken, sabah akşam anma farzı da salatın şubesi sayılmaktadır..

Ancak insanlar şöyle veya böyle ama esas itibarıyla geleneğin de etkisinde kalarak, geleneğin her salat gördüğü yere namaz ifadesini yapıştırmalarını takiben,
dinin özünü ritüel sanmışlar,
sanmayanlar ise başka hatalı bir kapı açmışlardır..
dinin özü ritüeldir inancını bilinç altlarından atamayanlar,
dinde namaz ritüeli yoktur diyenlere karşı mücadele vermişler ve aynı şekilde, dinde namaz ritüeli yoktur diyenler de,
en kolay olarak ``kuranda namazın kılınışı anlatılmaz demişlerdir lakin sabah akşam anmalarının nasıllığı hakkında da net bir kanıya ulaşmış değillerdir...

Aslında,

Kuranda namaz ritüelinin bir düzenlemesi yoktur,
ancak anlaşılan ise görüngü manasında secde veya ruku halinde şekli bir duruşun olabileceği fakat uku halinde zekat verin örneğiyle bunun soyut, mihraptan çıkıp halkına tespih edin işareti bölümüyle de şekli bir yöneliş olabileceği düşünülebilinir..

Mutlak salatın içinde misal olarak %95 oranında Allahın erdemli yaşamaya teşviki ve misal % 5 oranındaysa bugün anladığımız manada şekilsel bir yönelişin varlığından söz edebiliriz..

Fakat islamın direğini namaz ritüeli olarak avama belleten zihniyet ne yazık ki geçmişin ve geleneğin etkisinde kalan toplumun mutlak salatı anlamada önüne adeta bir set olmuşlardır..

Zaten cehennemin kapısına gelenlere neden burdasınız diye soran bekçilerin aldığı cevap önemlidir...
Ve birde bakara 177 ye bakalım,


İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.

Bugun manzara ne arz ediyor?

Gerçek salat üzerinde olmadığınız halde, kabeye giderek hidayete ermeyi düşünmeniz iyilik değildir çünkü hidayet Allahtandır..

İyilik o ki;

Gerçek salatın ne olduğunu idrak etmiş olmaktır..

malı seve seve vermek ne demektir?

Kim ihtiyacı varken seve seve verir ve hatta verirkende ``biz sizden bir minnet/saygı/karşılık beklemiyoruz der?

Bunu o kişiye söyleten o şekilde davranmasını sağlayan bir bilinç olmalı..

ama insanlar malı veriyor.. üzerinde hevesi gözü kalmadığı eskilerini veriyor. .? ? ve sonra cevap.. Allah razı olsun..
senden de senden de...

Allah razı mı peki? Hani imkanı olmayıpta elindekini paylaşsa tamam..

Ben salat kavramını hayatın her safhası olarak görüyorum, şöyle ki;

Gözün kulakların sana salat eder.. seni kollar sana destek olur sana yardımcı olur..

Göze keder gelip görmez olduğunda o artık göz değildir.. çünkü seni araba altında kalmaktan korumaz, duvarlara çarpmaktan seni korumaz, tehlikeyi göremez ki seni kollasın, aydınlığı göremezsin ki hep karanlıktasın yani sana destek olmaz..

O göz artık sana salat etmeyi bırakmıştır.. o Allahın kendisine buyurduğu secde haline devam eder ama bu sefer sana salatsız..

Kulakların sana salat eder.. seni kollar sana destek olur sana yardımcı olur.. sen onun sana yaptığı salatıyla konuşmayı öğrenirsin, sesleri alarak tanırsın, tehlikeyi duyarsın.. yani velhasılı kulakların sana salat ettikçe sana destek olur..

sinirlerin sana salat ettikçe sağlam tüm organların sana salat eder ve hareket edersin... ancak onlar sana salatını kestiklerinde sende hareketsiz kalıverirsin..
Namaz kıl!

Emri geldiğinde ilkler buna uydu ama sonradan gelenler bir şekil uydurdular sonra onu kalıplaştırdılar ve sonra onu şubelere ayırdılar ve böylece Allahın kılın dediği namaz öğrenilmesi gereken ve zor olan bir şekle dönüştü..

sonra namaz hocaları türedi... iki ayak arası 4 parmak olacak diyen... ve inan şu mezheplerin esas ve tek ayrılmaya sebep olan kabulü namaz ritüelidir.. Allah ritüel emretmedi.. türke arapçada kıl demedi...

Allah dedi ki;

Ey insan sabah ve akşam ve yatsı zamanı ön hazırlık yap..
1-Edeceğin niyazın farkına varasın
2-kokarak insanları rahatsız etmeyesin..

ve Allah yine dedi ki.. boyun büküklüğüyle Rabbinize yalvarın, içten gelerek samimice, dönmemecesine yalvarın dua edin af dileyin...
çünkü bu haliniz sizi kötülükten korur ve beni anmış olursunuz dedi....

kimileri kuranda namazın kılınışı yok dedi ve şekilseli red etti...
kimileri de kuranda namazın kılınışı olmasada biz icad ettik dedi..

iki grup da yanılıyor...

Kuranda namaz kıl emri... helede vakitler bildirilmişken...

evet;

ben namazıma türkçe başlar rukumda türkçe dua eder secdede türkçe yakarırım..

hiç bir kalıbı yoktur bunun.. istersen namaza bağdaş kurup oturarak başla.. sonra başını öne eğ ve içten yakar.. ve kalk..

ikisi de namaz..

ama gel gör ki.. islam aleminde şekilseli dinin direği gibi görüp tanıttılar... dininin ritüel olduğunu sananlar.. nasılsa dinin direğini ayakta tutuyoruz.. ve nasılsa günde 5 vakit Allaha günahımızı affettiriyoruz diyerek... Allahın bize önerdiği salat yani erdemli yaşama halini göz ardı ettiler.. ve günaha battıkça battılar.. Allah günahları tümden affedendir...

ama bunlar ritüeli hala dinin direği gibi görüyorlarda diledikleri pisliği yaptıktan sonra namaz kılıyorlar.. oysa onlar dince ciddiyet sammiyet nedir bilmeyen ve dini cıvık yaşayanlardır.. buna sebep ise 5 vakit namazın dışında istenen her şeyin yapılacağını ve buna rağmen 5 vakit namaz kılınca affedileceğini umanlardır...

furkan 30 elçinin şikayetini anlatır... ve Allah safları sıkı tutun ayrılmayın kopmayın dediği halde, sözde dinin direğinin ifa edilişinde bile parçalanmışlardır... bu nasıl din anlayışı?

ve namazın da farklı hareketleri yapanları da, anında mimlerler.. evet bunlar şu mezhepten.. ama anlamıyorlar ki... Allahın namaz kılın emri, siz aranızda parçalanın diye gelmedi... siz birleşin.. Allah bir deyip ahrete inanan infak eden her kim isterse yamyam olsun yeri cennettir.. ama idrak nerede?
Salatın şubesi ritüelin açılımı ve hizip asabiyeti..


Arkadaşlar bu yazıyı yüksek bir sesle okuyunuz hatta bağırarak, ne söylediğinizi duyarak... sesiniz ta beynininizde
çınlasın. namaz kılın.

tamam hemen kılalım.. kılamdaaa nasıl? ? ?


imam nasıl kılacağız namazı?

eövvvv hımm durun kurana bakalım...

evet ne yazıyor?
Hımm Rabbinin huzurunda saygıyla el bağla kıyam et..
burda ne demek istiyor hocam..
hımm.. evet burda namazı ayakta başlayın diyor..
ruku edin secde edin..
şimdi ne diyor hocam?
kıyamdan sonra ruku ve secde edin diyor..

yani hocam?

yanisi şu; namazı ilk önce kıyamla sonra rukuyla sonra.. secdeler ardından tespih edin emrine uygun olarak iki secdeyle tamama erdirin diyor...
peki hocam biz nasıl kılıyoruz?
evladım biz kuranda namazın nasıl kılınacağını anlatan ayetler bulamadık.. fakat sağolsunlar allemelerimiz bize el attıda bizde öğrendik..

yani hocam şu namazı eda etme şeklimiz tamamen sahih mi? evet evladım sahih..

peki hocam madem sahihse bu namaz neden bozuluyor?
evladım mesela 2 rekat yerine 3 rakat kılsın.. bu olmaz namazı bozar ve namazın bozulduğu için gidip tekrar abdest alacaksın ve tekrar namazını kılacaksın.. veya sehiv secdesi yapacaksın..
o ne hocam..
evladım o, şu; şimdi namazında bir hata ettiğinde son oturuşta ettahiyyatü rabbenaları salli barikleri okuduktan sonra sağına esselamualeykğm ve rahmetullah deyim ardı ardına 2 kere daha secdeye varıp sırayla tahiyyat salli barikler rabbena atinaları okuyup selamla namazından çıkacaksın...

peki hocam benim anlamadığım konu şu;

NAMAZ BOZULUR MU?

dedim ya elbet bozulur bozulma halleride bellidir, türkçe bir laf edersen, eksik veya fazladan ruku, secde, rekat yaparsan ve hatta gaz çıkarırsan namazın güme gider..

hımm demek bu kadar kolay bozuluyor ha..
evet..

Allah musaya dediki bir inek kesin, kavmi sordu nasıl bir inek, çifte sürülmemiş bir inek, peki bunlardan hangisi? , rengi sapsarı olan, evet peki bu sarılardan hangisi? , üzerinde hiç leke bulunmayan...
Allah dedi ki bir inek kesin.. hemen bu emre uyup anlaşma/ücret sonucu birini tutup kesselerdi..

Allah inek kesin dedi..
kesmek için soran var mı? .. yok!
malzemeler ne?
bilenmiş bıçak, kanın ve akıltılacağı bir gider ve bağlamak için sağlam bir ip..
Allah namaz kılın dedi..
ne gerek? ne lazım? nerden bilelim?
o zaman kurana bakalım..
vakit minumum temizlik/abdest kıyam ruku secde.. malzemeler bunlar mı evet..
haydi o zaman başlayak..
hey one minute, bu adam ne acip kılıyor eyle..
evet bunlar namazlarında tekbir getirmezler.. Allah Allah.. eeee? ?
çünkü bunlar falan mezheptendir..

Ey müminler parçalanmayın/safları sıkılaştırın..

hey bu adamın şurası kanıyor ama adam namaza devam ediyor? ?

eyle.. bunlar xyx=2xy mezhebinden..

Ey müminler parçalanmayın/safları sıkılaştırın..

hey bu adam ne acip namaz kılıyor eyle?

halbuki adam kopeğe elledi ama ve namaza durdu?

Ey müminler parçalanmayın/safları sıkılaştırın..

eyle..

yav bilader eyle deyip duruyon bu arada ne imlaya ne aylaya tikat etmiyon..

evet etmiyom çünkü bunların bu uygulamarıda hak..

nasıl yani hak..

evladım bu 4 mezhep hak.. gerisi boş..

... .... .

evladım ağzını bozma namazın bozulur?
bir zaman sonra?

emmi o elindeki tabançada ne öyle?
evladım münkir temizleyeceğiz..

nasıl yani.. bu 4 ün dışında kalanlar dediydim ya..
eeeeee? ? ?
onların kökünü kurutacaz? batılı yok edecez..

Oysa Allahın namaz kılın emrinde sıra ve şekil arayanlar, musanın o adamlarından farksızlar..

Emir belli.. namaz kılın..

nasıl kılalım.. secde, kıyam ruku..

iyide sen sırayıda şaşırdın..

o zaman şöyle diyelim..

secde kıyam ruku..

haydaaaaa

o zaman şöyle diyelim.. ruku kıyam secde..

yav imam sen ne demek istiyorsun..

bileder emir ortada.. namaz kıl.. sen ineğin kesileceğini bilmiyor musun, biliyorum..
ee namazdada secde kıyam ruku.. ve hamd..

nasıl yani ben şimdi bir rekata.. mesela bağdaş kurarak başlasam ve sonra secde etmeden hemen ruku etsem ve ordan dikelsem ve ordan secdeye varıp hiç kalkmadan 15 sefer secde etsem bu namaz olur mu? bozulmaz mı?

bu namaz olur.. namazın sırası şekli yoktur.. sen sana denen secde ruku kıyamı yapıyormusun olay bitti..
ee o zaman Rabbi bir kabul eden her cemaatla bir ayrılığımız yok ki bizim.. evet yok..

misal afrikada yerli ne islamı bildi nede elçiyi..
baktın adama sen ibadet yaparmısın diye..

ve o dedi ki.. evet yaparım..

ben bu doğayı ve bizi var edene inanırım.. sonra sabahları elimi yıkarım.. ve sonra otururum.. Rabbe duaya başlarım ey Rabbim bize bol sürü ver ve Rabbim bizi sev ve Rabbim bize kızma.. biz kötülükten kaçanlarız.. bu yarattığın doğaya hayranız.. bize kızma bizi iyi adamlardan yap..

eeee ne oldu.. şimdi bu adam namaz mı kıldı?

yok aerobik yaptı..

bilader o adamın namazının senin namazından farkı yok..

iyide içinde secde ruku kıyam yok ki.. adam oturduğu yerden kalkmadan dua edip durdu..

Allah ne istiyor peki? istediği bu değil mi?

samimi bir kalp ve dua..

yani şimdi sen aslında bizim geleneksel manada kıldığımız namazın bir sırası bir şekli yok mu diyorsun?

sana göre var.. çünkü buna alışıksın.. terk edemezsin..

peki ben namazıma kıyamla başladım ve sonra direkt secdeye vardım.. orada dualar ettim.. şimdi bu namaz mı?

Allahın sitediği ne? samimi bir kalp ve anmak..

yani namazın bozulması diye bir şey yok öyle mi.. yani Rabbi bir bilen/şirk koşmayan ve kurandan bihaberde olsa müslüman ve ettiği basit oturma ve dua eylemi bile namaz öyle mi..

evet öyle..

o vakit aramızdaki bu ayrılıklar ne?
neden biz içimzide 4 e ayrıldık..
neden içinde seçimsiz bulunduğumuzla sevindik. .? ?

sebebini diyeyim aslanım..

çünkü siz inek nasıl kesiliri bildiğiniz halde ha bire sorarak kendinizi zora soktunuz.. oysa.. işittik ve itaat ettit demeniz gerekmez miydi?

Ve bu vayh inerken açıklanmadıkça sormayın.. yoksa size açıklanır ve bildiğiniz halde yapmak zorunda kalırsınız.. babında demedi mi Allah...

dedi de biraz açar mısın?

açayım..

inek kes emrini nasıl bir inek rengi ne? diye sorarak işgüzarlığa sapmadılar mı..

saptılar mı.. bilemem..

evet saptılar.. ve Allah onların elinde çokça inek olmasıan rağmen sırf sorup cevabını aldıkları için sarı inek aramaya başladılar..

peki sarı yerine siyah kesseler olmaz mı?

olmaz..

çünkü sordular ve sarı cevabını aldılar bu cevap onlara farzıyyet getirdi..

Yani Allah namaz kılın derken dilediğiniz gibi demek istedi ha.. şekli şüklü yok dedi ha..

evet..

peki biz neden böyle yapıyoruz? biz neden aramızda parçalanmışız?

çünkü siz teferruata takılıp samimi kalbin ne olduğunu anlamadınız.. Allah ayrılmayın dedikçe siz hep bitişiği ayırıdınız..

namaz bitişiktir.. ama bunda bile parçalandınız.. ve her hizip elindekiyle övündü durdu..

Anladım..

Anladıysan o zaman haydi Allahın emrine gelelim.. safları sıkılıştıralım
 
 
 
Bugün 6 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!

   
   
 
   
  Ana Sayfa
 
GÖNÜL BAHÇESİ




بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

 
الحمد لله رب العلمين

Allah'a hamd etmekle başlamayan her hayırlı işin bereketi güdüktür." H.Ş


 
 
Mutluluğun formulü 40 ayette gizli...



İsra 37: Kibirli olma, alçakgönüllü davran.

Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.

Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.

Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.

Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.

Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek
arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.

Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.

Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.

Vakıa : Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.

Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.

Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.

İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.

Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma.
Söyleyeceklerini iyi tart.

Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.

Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.

Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.

Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.

Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.

Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.

Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.

Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.

Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.

Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.

Saff 2: Yalandan uzak dur.

Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.

Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.

Al-i İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.

En'am 50: Önyargılarla hayatı kendine zehir etme.

En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.

Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.

Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.

İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.

İsra 23: Anne ve babana 'off' bile deme.

Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.

Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını kabul et.

Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.

Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.

Necm 3: İnanma duygunu diri tut.

Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.

 

 
 
 


Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. (Nur-31)





ip-numaram.com IP adresi

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol